27 Şubat 2021 Cumartesi

Bir Ağaç Olayım


 Bırakın, bir ağaç olayım.

Uzatayım kollarımı gökyüzüne, hiç inmeyecekmiş gibi...

Bırakın rüzgar her bir yaprağımı dans ettirsin,

Dallarım canlansın doğanın melodisiyle...

İzin verin kuşlara yuva olayım, yağmur yağınca şemsiyeleri.

Biriktireyim bütün suyu...

Şahit olayım dallarımdan kuşların ilk kanat çırpışlarına.

Gölgemde soluklananlara dayanak olayım.

Yeşilliğim hiç bitmesin, bırakın.

Canlandırsın harabeleri.

Birleşsin mavinin özgürlüğüyle, sonsuzluğa...

Bulutların beni yıkamasına izin verin.

Açayım kollarımı güneşe.

İzin verin, ayaklarım özgürce kıvrılıp güçlensin toprağın altında.

Rengarenk çiçekler serpişsin dallarıma.

Süslesin yeşil yaprakları,

Ve saçsın enfes kokularını.

Hışırtılarıma kuş sesleri eşlik etsin.

Bırakın, dallarıma çocuklar tırmansın.

Dokunsunlar gövdeme, yapraklarıma.

Bakıversinler uzaklara benimle...

Sonra düşsün bir kaç yaprağım.

Uçup rüzgarla bir olsun gezsin her yeri, uçsuz bucaksız.

İzin verin...




15 Şubat 2021 Pazartesi

Ruhun Kaleme Akıttıkları

 Yazmak için usta bir yazar, bir şair, tanınmış ya da çok okunan biri olmanıza gerek yok.Yazmak için ihtiyacınız olan tek şey içinizdekileri boşaltacağınız kadar beyaz bir kağıt ve ruhunuzla kağıt arasına kuracağınız uzun, ince bir köprü. Herşeyin kağıda akmasını sağlayacak bir köprü... Acaba kaç uç kırılacak o beyazlar dolana kadar, ne kadar dayanacak o kalem sana, satırlarına...

Her uç kırıldığında, kalem her düştüğünde biraz daha dost olursunuz o kalemle. O kadar tanır seni...  



Bana kalırsa yazmak da insan için en önemli ihtiyaçlardandır.(En az konuşmak kadar!) Bazen yazacak hiçbir şey olmasa bile yazmalı insan...Çünkü bir zaman sonra sen yazacak bir şey olmadığını düşünsen bile, eline kalemi aldığında aslında ne çok şey olduğunu anlarsın. 

 “Yazar olmayın,yazın.Yazar olmak hareketsiz ve hiç ilerlemeyen bir durumdur.Yazma eylemiyse hareket, aktivite ve hayat içerir. Hareket etmeyi bıraktığınız anda ölürsünüz.Yazmaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir; okumayı söker sökmez yapabilirsiniz.”  

William Faulkner 

Yazmalı insan, ne olursa olsun... Bazen unutmamak için yazarsın, bazen de içini boşaltıp unutmak için... Bazen nefes almak için yazarsın, dayanabilmek için, güçlenmek için, bazense sadece yazmak için...


Ama hiç yazmamış birinden bunu beklemek de yanlış olur bence. Onun için hiç kolay olmayacaktır. Ne kalem tanır onu ne kağıt, ne de o onları tanır. Beyni oyun oynayıp durur belki de...

Bazen aradan zaman geçer, dönüp bakarız yazdıklarımıza.Hiç beklemediğimiz kadar yabancıyızdır birbirimize... Üslubu, duygu ve düşünceleri, sanki bir başkasının hikayesini okuyormuş gibi gelir hepsi.

Yazılanlarla tekrar samimi olmak için, yazarken içinde bulunduğumuz ruh haline tekrar mı bürünmemiz gerekir?

Yazmak ruhun en derinliklerine inmektir. Bilinmedik onca şey keşfedersiniz içinizde, hiç beklenmedik şeyler çıkar bazen o kuyudan oraya buraya saklanmış, sıkışıp kalmış onca şey... Bu yüzden “asıl” kendimizi tanımanın da en iyi yollarındandır. 

Peki siz kendinizi ne kadar tanıyorsunuz?


Bir Ağaç Olayım

 Bırakın, bir ağaç olayım. Uzatayım kollarımı gökyüzüne, hiç inmeyecekmiş gibi... Bırakın rüzgar her bir yaprağımı dans ettirsin, Dallarım c...